Bazı beşerler vardır… Sesini yükseltmeden, ismini duyurmaya çalışmadan bile varlığını hissettirir. İşte İlayda tam olarak bu türlü bir insan. 25 yaşında, hayatın kıvrımlarını erken tanımış lakin her kezinde tekrar gülümseyebilmeyi öğrenmiş bir bayan. Gebze’nin puslu sabahlarında gelişmiş, sıcak akşamlarında şekillenmiş; kentin hem sert yanını hem de içtenliğini üzerinde taşıyan bir ruh…
İlayda’yı birinci sefer gören biri, 1.69’luk şık uzunluğu ve 58 kiloluk istikrarlı duruşuyla onun bir eskort olduğunu basitçe düşünebilir. Ancak hoşluğu sırf ölçülerde, yüz sınırlarında ya da yürüyüşünde değildir. O hoşluk, insanın yüreğine küçük bir kımıltı bırakan içsel bir sükûnetten gelir. Bazen konuşurken sesi duvara çarpıp yankı yapan bir melodi üzere değil; daha çok, insanın kalbinden içeri süzülen ince bir rüzgâr üzeredir.
Cilt bakımına duyduğu ihtimam, sadece dış görünüşle ilgili değildir aslında. İlayda için her krem, her damla serum bir “kendine dokunuş”tur. Dünyanın gürültüsü ortasında durup, “Ben de varım” deyişidir. Aynanın karşısında geçirdiği her küçük ritüel; evvel kendine, sonra hayata olan hürmetinin bir tabiridir. Zira bilir ki insan kendine yeterli bakmadan diğerlerine ışık olamaz.
Akşam olduğunda, günün yükü omuzlarından dökülürken, en sevdiği köşeye çekilip bir dizi açar. Ancak o dizileri herkes üzere izlemez; sahnelerin ortasında gezinen hisleri yakalar, karakterlerin ruh hâllerini süzer, kendi ömrüne dokunan yerleri fark ettiği an yüzünde hafif bir tebessüm belirir. Bir kısımlık dünyaya sığınmak, ona hem nefes hem de ilham verir.
Müzik ise apayrı bir hikâyedir onun için. Bir konser alanına adım attığında, kalabalığın sesi bile ona huzur verir. Müzik başladığında kalbinin ritmi değişir; kelamlar havada süzülürken o da kendi sessiz hislerini o notalara iliştirir. Konser bitip ışıklar tekrar yandığında, gözlerinde biriken o parıltı, yeterli gelen şeylerin beşerde bıraktığı en dürüst izdir.
Kitap okumaksa onun içsel dünyasının en sakin limanı… İlayda bir kitabı eline aldığında aslında sayfaları değil, kendi ruhunu çevirir. Her satır, onda yeni bir pencere açar; bazen geçmişinin sessiz bir köşesine götürür, bazen gelecekteki bir ihtimale. Kimi vakit bir karakterde kendini bulur, kimi vakit beklemediği bir cümlede güzelleşir. O, kitapları sadece okuyan biri değil; onlarda yaşayan, onlardan öğrenen biridir.
Kişisel gelişim seyahati ise onun için bir moda değil, bir ömür biçimidir. Kendini tanımanın, insanın hem en bahadır hem de en kırılgan adımı olduğunu âlâ bilir. Bu yüzden, yanlışlarına yüklenmez; onlardan ders çıkarır. Eksiklerini saklamaz; onları büyümenin doğal bir modülü olarak görür. Her adımında, biraz daha güçlü, biraz daha bilge, biraz daha kendine yakın hisseder.
Gebze escort bayan olarak tüm bunların ötesinde İlayda, tanıdıkça derinleşen bir hikâye. Dışarıdan sakin, içeriden dolu dolu… Bir erkeğin koynunda şık; bir sohbetin ortasında samimi… İçinde hem fırtına var hem huzur. Hem incelik var hem güç.
Onu özel yapan şey sadece hoşluğu değil; hoşluğunu taşıma biçimidir. Güya hayat, onun durağan bakışlarında yeni bir mana bulur. Güya bir gülümsemesi, en karanlık günü bile ferahlatabilir. Ve onunla geçirilen rastgele bir an, beşere şu hissi verir:
“Bazı beşerler dünyaya iz bırakmak için değil, dünyayı biraz daha hoş kılmak için gelir.” İşte İlayda tam olarak bu türlü bir insan. Kendi ışığını saklamayan, lakin asla göz alacak kadar göstermeyen bir bayan. Kendine ilişkin, eşsiz ve unutulmayan bir hikâye…
